2 Kasım 2010 Salı

Çocuklugum




Böyle bir başlık çok sade olsa da derin bir anlam içerirmiş gibi geliyor bana. O yüzden esasında bu başlığı atarken düşünmedim değil. Çünkü çocukluğuna çok derin anlamlar yükleyen bir insan değilimdir. Öyle çok duygusal noktalar içeren hatıraların cirit attığı, ‘ah keşke o saf halime dönsem geri’ dediğim bir durumun olmadığı dönemdir çocukluğum. Açıkçası çocukluk dönemi ile anlatılan veyahut hissedilen her şeyin uçuk durumlar olmadığı sürece ortak olduğuna inanmaktayım.


  


Evet, hepimiz sinek ilacı kamyonetinin arkasından koştuk, bisikletle ani frenler yapıp, durup bıraktığımız ize baktık. Hepimiz çok şımarıktık, herkes hiperaktifti mübarek. Oğlan hallerimiz çok çapkındı, piçti; kız hallerimiz de hep erkek çocuğu gibiydi, ‘erkek oyunları’ oynardı ve hep erkek arkadaşları olmuştu.

Pek çocukluğumdan konuşmam, çok güzel bir çocukluk geçirmiş olmama rağmen bu dönemi gözümde efsaneleştirmem. Nostaljik bir insan olmamamın dışında anılarımı anlatamama gibi de bir sorunumun olmasından kaynaklanır bu. Tıpkı fıkra anlatamam gibi…

Bu dönemin üstünde durmadığımdan şu anki tutumlarımın, yaşam tarzımın sinyallerini ta o zamanlardan veren şeyleri kendi kendimi bir kenara çekerek düşündüğümde fark ettim. Örneğin en yakın kız arkadaşımla sevişiyorduk. Tam anlamıyla bir sevişme olmasa bile sevişme sevişmeydi sonuçta ve bu içimdeki eşcinsel yanı ortaya çıkaran bir şeydi. O zamanlar elbette ‘acaba ben hemcinsimden mi hoşlanıyorum?!’ tarzı soru ve çıkmazlarla hiç aklıma gelmediği için uğraşmasam da her şeyin, kimliğimin ve kişiliğimin yerine oturmasından sonra keşfettiğim bu yönelimimi kabullenme veya kabullenememe evresinde hatırladığım ve ‘aslında bu gerçekten hep içimdeymiş’ dediğim bir küçük hatıraydı. Bir de cindy bebeklerimin minik memişlerini öpüp yaladığım sahneler parlayıverdi hafızamda. Nasıl olduğunu, nasıl aklıma geldiğini hiç anlamıyorum ama en az 15 yıldır hiç düşünmemiş olduğum bir şeyin birden aklımda canlanmış olmasının muhakkak bir anlamı olmalıydı.

Belki de cinsel yönelimimi kabul etme sürecinde – ki bu kendini kabul etmede hiç zorluk çekmediğini söyleyen bir insanda bile az çok yaşanmış sancılı bir süreçtir- kendimi avutacak, bunun birden bire olamayacağı, kesinlikle bir yerlerde bunun belirtilerinin olması gerektiği gibi iddialarımı destekleyecek oyunlardı tüm bu hatırladıklarım. Gerçektiler elbette ama bir yerlerde bir kanıt arıyordum sanki. ‘Zaten böyleymişim ki ben’ diye kendimi ikna etmeye çalışıyordum! Birkaç dostuma bunları az biraz utanç içinde söylediğimde hiç şaşırmamışlar, dahası çok rahat biçimde kendilerinin de aynı şeyleri yapmış olduklarını söylemişlerdi( hayır cindy bebek memişlerini bir tek ben şapmışım). Aklımdan bu konuda yalnız olduğuma dair düşüncenin silinmiş olmasının yanı sıra aynı şeyi yaptığını söyleyen arkadaşlarımın da eşcinsel olması teorilerimi güçlendiriyordu.

Bu çıkmazları deşme ve çocukluktan izler arama dönemi oldukça kısa sürdü aslında. Bir zaman sonra her türlü ‘acaba’yı ‘niye?’yi, ya da buna benzer kendimi sorgulamaya iten soruları çıkardım aklımdan. Her şeyi siktir ettim, çünkü kendimi ilk defa bu kadar rahat hissetmekteydim. Yıllarca benim beklediğim şey buydu. Açılmak ve kendini kabul etmek… Aradığım bir şeyler vardı hep, buymuş dedim. Bir kadını seviyordum, kendimden bile daha çok… Bıraktığı acıya, aşkına, tutkusuna, gülüşüne, bana hissettirdiği mutluluğa, saçlarına, gözlerine, dudaklarına, ellerine ve birlikte geçirdiğimiz her dakikaya aşıktım. Ve böylesine bir mutluluğu sürekli deşipdurmaktan vazgeçmeliydim.

Vazgeçtim de zaten.


Gecenin Sesi http://www.youtube.com/watch?v=1a1bfbk_yQU


4 yorum:

  1. vazgeçmeseydin bu kadar severken ?

    YanıtlaSil
  2. sevgimden degil, sevgimin sebeplerini ya da normal olup olmadıgını araştırıpdurmaktan vazgeçmiştim. Vazgeçtim ve özgürleştim böylece.

    Yorum için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Cindy bebek konusunda yalnız değilsin :) Hatta bi' çok bahsettiğin şeyde...

    YanıtlaSil
  4. bende kendimi bulduğumda evet ben buyum ben aslında hep böyleydim sadece kendime itiraf etmem zaman aldı dediğimde ne kadar rahatladığımı ne kadar mutlu olduğumu ve ne kadar özgür olduğumu farkettim hayat ne güzelmiş aslında gerçekten içten kahkahalarla gülebilmek özgür olmak işte ne kadarda güzel ve büyüleyici birşeymiş.Ailemden saklamak konusunda hiçbir sıkıntım kalmadı bunun dışında çok mutluyum şuan tek eksiğim aşk masalsa gerçek olsun lütfen :)

    YanıtlaSil